polikistik over sendromu

PCOS NEDİR?

Pcos Nedir?

Polikistik over sendromu (PCOS), üreme çağındaki kadınlar arasında yaygın olan bir hormonal bozukluktur.

 

PCOS kişiyi nasıl etkiler? PCOS kişiyi üreme sistemi dışındada etkileyebilmektedir. Tüylenme, saç dökülmesi,

sivilce, ve kilo kontrolünde zorlanma en sık görülen semptomlardır. PCOS kişinin hayat kalitesini düşürmesinin yanı sıra sık sık kişinin dış görünüşüyle mutsuz olmasına da sebep olabilir.

 

PCOS komplikasyonları şunları içerebilir:

* Kısırlık

*Gestastonel diyabet

* Düşük veya erken doğum

* Metabolik sendrom

* Tip 2 diyabet veya prediyabet

* Uyku apnesi

* Depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları

*Anormal uterin kanama

*Uterus astarı kanseri

 

  • PKOS tek başına, Tip 2 diyabet için risk oluşturabilir. PKOS hastalarında bozulmuş glukoz toleransı ve Tip 2 diyabet kombine prevelansı değişik çalışmalarda %35-40’a varan oranlarda bildirilmiştir.
  • PKOS hastalarının %40-60 oranıda obezite görülmektedir ve sıklıkla abdominal obezite şeklindedir.
  • PKOS, kanda androjen (erkeklik) hormonların yüksek olduğu bir durum olduğundan dolayı, bu yüksek seviyeler, kan yağları (lipitler) üzerine olumsuz etkiler yaratırlar. Yüksek trigliserit ve azalmış HDL kolesterol seviyeleri kadınlarda kalp-damar hastalıkları riskini artırır.
  • PKOS, ileri yaşlarda hipertansiyon gelişme riskini artıran bir durumdur.

 

 

Beslenme ve Fiziksel Aktivite

 

PCOS tedavisi genellikle kilo kaybı, diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile başlar. Vücut ağırlığınızın sadece yüzde 5 ila 10’unu kaybetmek, adet döngüsünü ve insülin düzeylerini düzenlemenize ve PCOS semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olur.

 

PKOS ve beslenme üzerine yapılan bazı çalışmalar; düşük karbonhidratlı bir diyet önerirken, bazı çalışmalar da insülin seviyesini kontrol etmek için düşük glisemik indeksli (GI) bir diyet önermektedir.

  • Her öğünde doğru karbonhidrat kullanımı ve yeterli protein tüketimi düşük kan şekeri (hipoglisemi) ataklarını da kontrol altında tutabilmektedir.
  • Düşük doymuş yağlı besinler tercih edilmelidir. Tam yağlı ürünlerden uzak durulması önem taşımaktadır.
  • Dengeli miktarda sağlıklı yağ tüketimi,(Omega-3 yağ asitleri) hormonları ve insülin düzeyini iyileştirmeye  yardımcı olur.
  • Yüksek lif alımı sağlamak için sebze, meyveler, baklagil tüketimine ağırlık verilmelidir.
  • Bu beslenme alışkanlıklarına ek olarak 2- 3 saat aralıklar ile besin alımı gerçekleştirilmelidir. Bu şekilde kan şekeri seviyesi dengede tutularak, yeme atakları önlenebilir.
  • Düzenli egzersiz de, insülin salınımında etkili olmaktadır.

 

 

menopoz

MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME

  • Menopoz, bir kadının hayatında adet döngüsü sona ererken doğal bir geçiştir.  Hormonlardaki değişiklikler, sıcak basmaları ve zayıf uyku gibi semptomlara neden olabilir ve metabolizmayı ve kemik yoğunluğunu olumsuz yönde etkileyebilir.
  • Menopozda östrojendeki düşüş, kas kütlesi ve kemik gücünün azalmasıyla bağlantılıdır, kadınların kırık riskini artırabilir.
  • Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri, kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum ve D ve K vitaminlerini içerir.
  • Diyetinize süt ürünleri, sağlıklı yağlar, kepekli tahıllar, meyveler, sebzeler, fitoöstrojen bakımından yüksek yiyecekler ve kaliteli protein kaynakları dahil etmek, bazı menopoz semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar menopoz döneminde kadınlara fayda sağlar.
  • İşlenmiş karbonhidratlar, ilave şeker, alkol, kafein, baharatlı yiyecekler ve yüksek tuzlu gıdalardan kaçınmak, menopoz semptomlarını iyileştirebilir.

 

 

Kolajen ve Faydaları

KOLAJEN VE FAYDALARI

Kolajen, kemikleriniz, cildiniz, tendonlarınız ve bağlarınız dahil olmak üzere vücudunuza yapı sağlayan bir proteindir.

En az 16 çeşit kolajen vardır.  Vücudunuzun her yerinde bulunur ve yapı ve destek sağlar.

Dört ana  tip I, II, III ‘tür.

Tip 1 ve 3 birlikte alınabilir ve cilt, kas, kemik sağlığı, saç ve tırnakların büyümesini ve bakımını destekleyebilir. Tip 2 kollajen proteinleri sıvıları oluşturur kıkırdak ve eklemlerde çalışır.

Yaşlandıkça vücudunuz daha az ve daha düşük kaliteli kolajen üretir.

Bunun gözle görülür belirtilerinden biri cildinizde, daha az sert ve esnek hale geliyor.  Kıkırdak da yaşla birlikte zayıflar.

Kolajen üretmeye yardımcı olan besin maddelerinden dördü C vitamini, prolin, glisin ve bakırdır.  Ayrıca yüksek kaliteli protein tüketmek vücudunuza ihtiyaç duyduğu amino asitleri verir.

Vücudunuza zarar veren davranışlardan kaçınarak kollajeni korumasına ve korumasına yardımcı olabilirsiniz.  Bunlar arasında aşırı miktarda şeker yemek, sigara içmek ve güneş yanığı olmak yer alır.

Kemik suyu, jelatin, tavuk derisi ve domuz derisi gibi hayvansal ürünler kolajen bakımından çok yüksektir.

Araştırmalara göre, tamamlayıcı kollajen, cilt dokusunu ve kas kütlesini iyileştirmenin yanı sıra osteoartrit ağrısını azaltmaya yardımcı olabilir.

Hiçbir önemli yan etki raporu yoktur.  Bununla birlikte, ek kaynağa alerjiniz varsa alerjik reaksiyonunuz olabilir.

Menüden yemek seçerken nelere dikkat etmeliyiz

MENÜDEN YEMEK SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Salata seçerken, kalorisinin büyük çoğunluğunu içeriğindeki sosu olduğu unutulmamalıdır. Özellikle krema ve mayonez bazlı soslar kaloriyi iki katına kadar çıkarabilmektedir. Bu yüzden sos olarak limon, sirke ve zeytinyağı tercih edilmelidir.

Kızartmalar, yiyeceğin trans yağ içeriğini ve kalori yükünü arttırmaktadır. Bu yüzden seçiminiz ızgaradan yana olmalıdır.

Birçok restoranda pilav ve patatesi istemeyip yerine salata ve sebze ekletebilirsiniz.

Soslar gerek içeriğindeki katkı maddeleri gerekte şeker içeriğinden dolayı tüketmemeye özen göstermelisiniz.

Gazlı içecekler ve şekerli meşrubatlar kan şekeri dengenizi bozarak tokluk sürenizi kısaltabilir, bunun yerine ayran veya sade soda tercih edilebilir.

Tatlı seçerken, şerbetli tatlılar yerine sütlü hafif tatlılar tercih edilmelidir.

çocuk beslenmesi

PANDEMİ SÜRECİNDE ÇOCUKLARDA BESLENME NASIL OLMALIDIR?

Pandemi sürecinde çocuklar güçlü bir bağışıklık sistemi için nasıl beslenmeli?

Probiyotikler bağırsaklardaki yararlı mikroorganizmaları arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Probiyotik bakterileri içeriğinde bulunduran kefir, ev yapımı yoğurt tüketilmelidir.

Omega-3 yağ asitinden zengin bir besin olan somon balığı, çocukların beyin gelişimini destekler. Aynı zamanda enfeksiyonlara karşı vücudu korur.

Bağışıklık sistemini destekleyen propolis tüketilmelidir .

Hem zencefil hem de zerdeçalın sayısız faydası yoğurdun probiyotik etkisi ile birleşince çocuklar için hem doğal hem de antioksidan bağışıklık güçlendirici bir karışım ortaya çıkmaktadır.

Demir eksikliği problemi yaşayan çocuklarda C vitamini içeren meyvelerin üzerine pekmez sürerek tüketmeleri, pekmezde bulunan demir emilimini artırarak çocuklara iki kat bağışıklık kazandırmaktadır.

Çocuk mutlaka ev yemekleri tüketmelidir. Fast-food beslenme tarzı, kızartmalar, şekerli yiyecekler, asitli içecekler, hazır meyve suları, gofret, bisküvi gibi hazır ambalajlı gıdalardan çocuklar uzak tutulmalıdır.

Bol bol sıvı tüketmelidir.

Yeterli ve düzenli uykuyu ihmal etmemelidir.