Verilen kiloyu koruma

KİLO KORUMA DÖNEMİNİ YÖNETMENİN EN İYİ 16 YOLU

Ne yazık ki, kilo veren birçok insan kısa süre de geri alıyor. Bu 16 strateji, istatistikleri lehinize çevirmek ve zor kazandığınız kilo kaybınızı sürdürmek için ihtiyacınız olan şey olabilir.

  1. Öncelikle günlük almanız gereken enerji (kcal) miktarı hesaplanmalıdır.
  2. Besin grubu (et, süt, meyve, ekmek,sebze, yağ) değişim haklarınıza göre öğünlerinizi belirlemelisiniz. 
  3. Günlük yiyecek alımınızı kaydetmek, kaç kalori ve besin yediğinizden haberdar olmanızı sağlayarak kilo kaybınızı korumanıza yardımcı olabilir.
  4. Günde en az 30 dakika egzersiz yapmalısınız, alınan ve yakılan kalorileri dengelemeye yardımcı olarak kilo korumayı destekleycektir.
  5. Güne kahvaltı ile başlanırsa diğer öğünleri yönetmek daha kolay olacaktır. Öğün atladığınızda günün diğer öğünlerinde daha sağlıksız besinler tüketme eğilimi görülür. Sağlıklı bir kahvaltı yapmak gün içerisin  tokluk sürenizi arttıracaktır bu da kilonuzu korumanıza yardımcı olacaktır. 
  6. Kendinizi takip etmek için düzenli olarak tartma, ilerlemenizden ve davranışlarınızdan haberdar olmanızı sağlayarak koruma döneminde yardımcı olacaktır.
  7. Karbonhidrat alımınızı, özellikle rafine edilmiş olanları sınırlamak, kilo alımını önlemeye yardımcı olacaktır.
  8. Sağlıklı protein alımı tokluk sürenizi  uzatır, kalori alımınızı azaltarak kilo korumaya fayda sağlar.
  9. Sebzeler lif bakımından yüksek ve kalorisi düşüktür. Bu özelliklerin her ikisi de kilo  koruma için önemlidir.
  10. Haftada en az iki kez ağırlık egzersizi yapmak ,sağlıklı bir metabolizmayı sürdürmek için önemli olan kas kütlenizi korumanıza yardımcı olur. Sağlıklı bir metabolizma kilonun korunmasına yardımcı olur.
  11. Kilo verdikten sonra bir miktar kilo alımı ile karşılaşmanız muhtemeldir. Sağlıklı beslenip yolunuza devam ederek aksiliklerin üstesinden gelebilirsiniz.
  12. Başarılı kilo kontrolü, hafta sonları da dahil olmak üzere tüm hafta boyunca sağlıklı beslenme alışkanlıklarınıza bağlı kaldığınızda daha kolaydır.
  13. Düzenli olarak su içmek, kilo korumada döneminde çok önemlidir.
  14. Uzun süren karanlık ortamda gece uykusu, enerji seviyenizi yüksek ve hormonlarınızı kontrol altında tutarak kilonuzu korumaya yardımcı olabilir.
  15. Kilonuzu korumak için stres seviyelerini kontrol altında tutmak önemlidir, çünkü aşırı stres iştahınızı uyararak kilo alma riskini artırabilir.
  16. Sağlıklı yaşam tarzınıza bir partneri veya eşi dahil etmek, kilo kontrolü sürecini kolaylaştırır.
kombucha ve faydaları

KOMBUCHA

Kombucha, fermente edilmiş bir çay türüdür. Bakteri ve mayalardan oluşan çayın önemli içeriği Kombucha denilen çay mantarıdır. Bu, onu birçok sağlık yararı olan iyi bir probiyotik kaynağı yapar.

Yeşil çaydan yapılan kombucha, kilo kaybı ve kan şekeri kontrolü gibi yeşil çayın kendisiyle aynı sağlık yararlarının çoğunu sağlayabilir.

Hem prebiyotik hem probiyotik içeriği sayesinde sindirim sistemini destekler.

Kombucha, istenmeyen bakteri ve mayaların büyümesini engellediği gösterilen çay polifenolleri ve asetik asit bakımından zengindir.

Kombucha’nın “kötü” LDL ve “iyi” HDL kolesterol seviyelerini iyileştirdiği gösterilmiştir.  Ayrıca kalp hastalığına karşı da koruyabilir.

Bağışıklık sisteminin güçlendirir ve vücudun ph dengesini düzenlemeye yardımcı olur.

Kombucha, kan şekeri seviyeleri de dahil olmak üzere çeşitli diyabet belirteçlerini iyileştirdiği gözlemlenmiştir.

Kombucha antioksidanlar açısından zengindir ve araştırmalar karaciğerini toksisiteden koruduğunu göstermiştir.

Saç ve cilt sağlığına hücrelerin yenilenmesiyle destek olur.

Sinir sistemi üzerinde etkisi sayesinde stresi azaltması, depresyon, uyku bozuklukları vb. problemlerin çözümüne destek olur.

Hücrelere daha fazla oksijen taşınmasına yardımcı olur.

Enerji artışı sağlayarak, metabolizmanın hızlandırmasına yardımcı olur.

Yanlış hazırlanmış kombu çayı, sağlık açısından olumsuz etkilere sahip olabilir. Daha güvenli bir seçenek, şişelenmiş kombu çayı satın almaktır.

VEJETERYAN – VEGAN DİYETLER

Vejetaryen diyetlerin çeşitli türleri vardır. Bireyler inançları doğrultusunda sağlık, etik, çevrecilik ve dini nedenlerle uygulayabilir. Vegan diyetleri biraz daha yenidir.

Vejetaryen Diyet Nedir?

Vejetaryen, et, kümes hayvanı, av eti, balık, kabuklu deniz ürünleri veya hayvan kesiminin yan ürünlerini yemeyen kişidir.

Vejetaryen diyetler çeşitli düzeylerde meyveler, sebzeler, tahıllar, bakliyat, kabuklu yemişler ve tohumlar içerir. Süt ürünleri ve yumurtaların dahil edilmesi, takip ettiğiniz diyet türüne bağlıdır.

En yaygın vejeteryan türleri şunları içerir:

• Lakto-ovo vejetaryenler: Her türlü hayvan etinden kaçınan ancak süt ve yumurta ürünleri tüketen vejetaryenler.

• Lakto vejetaryenler: Hayvan eti ve yumurtadan kaçınan ancak süt ürünleri tüketen vejetaryenler.

• Ovo vejetaryenler: Yumurta hariç tüm hayvansal ürünlerden kaçınan vejetaryenler.

• Veganlar: Tüm hayvan ve hayvan türevli ürünlerden kaçınan vejetaryenler.

Vegan Diyeti Nedir?

Vegan beslenme, vejetaryenliğin en katı biçimi olarak görülebilir. Veganizm, şu anda Vegan Society tarafından, her türlü hayvan sömürüsünü ve zulmünü olabildiğince dışlamaya çalışan bir yaşam biçimi olarak tanımlanmaktadır.

Bu nedenle, vegan diyet sadece hayvan etini değil aynı zamanda süt ürünlerini, yumurtaları ve hayvansal kaynaklı içerikleri de dışlar. Bunlar arasında jelatin, bal, karmin, pepsin, gomalak, albümin, peynir altı suyu, kazein ve bazı D3 vitamini türleri bulunur.

Vejetaryenler ve veganlar genellikle benzer nedenlerle hayvansal ürünleri yemekten kaçınırlar. En büyük fark, hayvansal ürünleri kabul edilebilir olarak değerlendirmeleridir. Örneğin; hem veganlar hem de vejeteryanlar, sağlık veya çevresel nedenlerle eti diyetlerinden çıkarabilirler. Bununla birlikte, veganlar ayrıca tüm hayvan yan ürünlerinden kaçınmayı tercih ediyorlar çünkü bunun sağlıkları ve çevre üzerinde en büyük etkiye sahip olduğuna inanıyorlar.Etik açıdan vejetaryenler, hayvanları yemek için öldürmeye karşı çıkıyorlar, ancak hayvanlar yeterli koşullarda tutulduğu sürece süt ve yumurta gibi hayvansal yan ürünleri tüketmeyi kabul edilebilir görüyorlar

ülser

ÜLSER

Mide ülseri nedir?

Mide ülserleri mide zarında ağrılı yaralardır. Mide ülseri, bir tür peptik ülser hastalığıdır. Peptik ülserler, hem mideyi hem de ince bağırsakları etkiler. Mide ülserleri, midenizi sindirim sıvılarından koruyan kalın mukus tabakası azaldığında ortaya çıkar. Mide ülserleri kolaylıkla tedavi edilebilir, ancak uygun tedavi olmaksızın şiddetli hale gelebilir.

Mide ülserlerine ne sebep olur?

Helicobacter pylori (H. pylori) bakterisi ile enfeksiyon, aspirin, ibuprofen veya naproksen gibi nonsteroid antiinflamatuar ilaçların (NSAID’ler) uzun süreli kullanımı, Nadiren, Zollinger-Ellison sendromu olarak bilinen bir durum vücudun asit üretimini artırarak mide ve bağırsak ülserlerine neden olabilir. Bu sendromun tüm peptik ülserlerin yüzde 1’inden daha azına neden olduğundan şüpheleniliyor.

   Geçmişte diyetin ülsere neden olabileceği düşünülüyordu. Artık bunun doğru olmadığını biliyoruz. Ayrıca, yediğiniz yiyeceklerin mide ülserine neden olmayacağını veya tedavi etmeyeceğini biliyoruz, ancak sağlıklı beslenmenin ülser semptomlarını iyileştirmeye fayda sağlayabileceğini de biliyoruz. Genel olarak, bol miktarda meyve, sebze ve lif içeren bir diyet uygulanmalı. Bununla birlikte, bazı yiyeceklerin H. Pylori’yi ortadan kaldırmada rol oynaması mümkündür. H. Pylori ile savaşmaya veya vücudun kendi sağlıklı bakterilerini artırmaya yardımcı olabilecek yiyecekler; brokoli, karnabahar, lahana ,turp, ıspanak ve yapraklı yeşillikler. Probiyotik açısından zengin besinler olarak lahana turşusu, kombu çayı ve yoğurt oldukça faydalıdır. Meyvelerden elmalar, yaban mersini, ahududu, çilek ve böğürtlen sayılabilir. Ek olarak, mide ülseri olan kişilerde asit reflü hastalığı olabileceğinden, ülser iyileşirken baharatlı ve ekşi yiyeceklerden uzak durmak iyi bir fikirdir.

tiroid

TİROİD

Tiroid, boyunda adem elmasının hemen altında bulunan küçük, kelebek şeklinde bir bezdir. Endokrin sistem adı verilen karmaşık bir bez ağının parçasıdır. Endokrin sistem, vücudunuzun birçok aktivitesini koordine etmekten sorumludur. Tiroid bezi, vücutta metabolizmyı düzenleyen hormonlar üretir.

    Tiroid bezlerinden çok fazla hormon üretildiğinde (hipertiroidizm) veya yeterli olmadığında (hipotiroidizm) birkaç farklı bozukluk ortaya çıkabilir.

Hipertiroidizm

Hipertiroidizmde tiroid bezi aşırı aktiftir. Çok fazla hormon üretir. Hipertiroidizm, kadınların yaklaşık yüzde 1’ini etkiler. Erkeklerde daha az yaygındır.

Aşırı tiroid hormonu üretiminin yol açtığı semptomlar; huzursuzluk, sinirlilik, kalp atışı, artan terleme, titreyen, kaygı, uyku problemi, kırılgan saç ve tırnaklar, kas güçsüzlüğü, kilo kaybı, şişkin gözler (Graves hastalığında). 

Graves hastalığı

 Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en yaygın hipertiroidizm nedenidir ve yaklaşık 200 kişiden 1’ini etkiler. Graves, vücudun bağışıklık sistemi yanlışlıkla tiroid bezine saldırdığında ortaya çıkan bir otoimmün bozukluktur. Bu, bezin metabolizmanın düzenlenmesinden sorumlu olan hormonu aşırı üretmesine neden olabilir.

Hipertiroidizm ve Beslenme

  • İyot, tiroid hormonlarının yapımında önemli bir rol oynar. Düşük iyotlu diyet, tiroid hormonlarının azaltılmasına yardımcı olur. Turpgillerden sebzeler ve diğer türler, tiroidin iyotu doğru şekilde kullanmasını engelleyebilir.
  • Demir, tiroid sağlığı dahil birçok hayati bedensel işlev için önemlidir. Diyetinize bol miktarda demir almalısınız; kuru fasulye, yeşil yapraklı sebzeler, mercimek, fındık.
  • Selenyum açısından zengin besinler tiroid hormon seviyelerini dengelemeye ve korumaya yardımcı olabilir. Selenyumun iyi besin kaynakları şunları içerir: Brezilya fındığı, kuskus, mantar, çay, sığır eti ve kuzu eti sayılabilir
  • Çinko, bağışıklık sisteminizi ve tiroid seviyelerinizi dengede tutar. Çinko kaynakları olarak sığır eti, nohut, kakao tozu, kaju fıstığı, mantar ve kabak çekirdeği sayılabilir.
  • Hipertiroidizm, zayıf ve kırılgan kemiklere neden olur. Kemik kütlesi tedavi ile eski haline getirilebilir. Sağlıklı kemikler oluşturmak için D vitamini ve kalsiyum gereklidir. Kalsiyum açısından zengin besinler şunları içerir: ıspanak, kara lahana, kuru fasülye, lahana, bamya sayılabilir. 
  • Sağlıklı yağlar, iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir. Bu, tiroid sağlığının korunmasına ve tiroid hormonlarının dengelenmesine yardımcı olur. Süt içermeyen yağlar, düşük iyotlu diyette önemlidir. Keten tohumu yağı, zeytin yağı, Avokado yağı, hindistancevizi yağı, ayçiçek yağı, Avokado, tuzsuz fındık ve tohumlar bunlara önerk olarak verilebilir.
  • Bazı baharatlar ve şifalı bitkiler, tiroid fonksiyonunu korumaya ve dengelemeye yardımcı olmak için anti-enflamatuar özelliklere sahiptir.
  • Hipertiroidiniz varsa kaçınılması gereken yiyecekler; fazla iyot tüketimi, soya, kafein ve gluten.

Hipotiroidizm

Hipotiroidizm, hipertiroidizmin tam tersidir. Tiroid bezi yetersiz çalışır ve hormonlarından yeterince üretemez. Az tiroid hormonu üretimi bazı semptomlara yol açar; yorgunluk, kuru cilt, soğuğa karşı artan hassasiyet, hafıza problemleri, kabızlık, depresyon, kilo almak, zayıflık, yavaş kalp atış hızı, koma. 

Hipotiroidizmi olan kişiler genellikle daha yavaş bir metabolizmaya sahiptir. Araştırmalar, aerobik egzersizin tiroid hormon seviyenizi artırmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Ek olarak, daha fazla protein yemek metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Araştırmalar, iyot, selenyum ve çinkonun özellikle hipotiroidizmi olanlar için faydalı olduğunu gösteriyor. 

Hipotiroidizmi olan kişiler işlenmiş gıdalardan ve selenyum ve çinko gibi takviyelerden kaçınmalıdır (bir sağlık hizmeti sağlayıcısı size bunları almanızı tavsiye etmedikçe)..Tiroid fonksiyonunu etkileyebilecek diyet maddeleri arasında guatrojen bulunur. Guatrojenik besin olarak Çin lahanası, karnabahar, brokoli, kara lahana, brüksel lahanası, turp, lahana, ıspanak, şalgam, mısır, şeftali, yer fıstığı, armut, çam fıstığı, çilek, tatlı patates, badem, böğürtlen, soya sütü, tofu ve soya fasulyesi sayılabilir.

Haşimato Tiroidi

Haşimato tiroidi, kronik lenfositik tiroidit olarak da bilinir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 14 milyon Amerikalıyı etkileyen hipotiroidizmin en yaygın nedenidir. Her yaşta ortaya çıkabilir, ancak en çok orta yaşlı kadınlarda görülür. Hastalık, vücudun bağışıklık sistemi yanlışlıkla saldırdığında ve tiroid bezini ve hormon üretme yeteneğini yavaş yavaş yok ettiğinde ortaya çıkar. Belirtiler; yorgunluk, depresyon, kabızlık, hafif kilo alımı, kuru cilt, seyrelmiş saç, kabarık yüz, ağır ve düzensiz adet kanaması, soğuğa tahammülsüzlük, büyümüş tiroid veya guatr. 

Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, antikor düzeylerini önemli ölçüde düşürebilir, tiroid işlevini iyileştirebilir ve Hashimoto hastalığının neden olduğu semptomları azaltabilir. Glütensiz beslenmek, süt ürünlerinden kaçınmak ve anti-inflamatuar bir diyet uygulamak, Hashimoto hastalığının semptomlarını iyileştirebilecektir.

Guatr

Guatr, tiroid bezinin kansersiz büyümesidir. Dünya genelinde guatrın en yaygın nedeni diyetteki iyot eksikliğidir. Araştırmacılar guatrın dünya çapında iyot eksikliği olan 800 milyon kişiden 200 milyonunu etkilediğini tahmin ediyor.

Tiroid nodülleri

Tiroit nodülü, tiroit dokusu içinde oluşan farklı yapıda ve değişik büyüklüklerde olabilen anormal yumrular veya kitlelerdir. Bunların büyük kısmı zararsız ve iyi huyludur.

Nodüller genellikle çıplak gözle görülebildikleri 2 cm çapa ulaşıncaya kadar fark edilmezler. Yüzde 5-10 oranında ise kanser riski taşırlar. Tiroid nodülleri tek başına bir sorun olabileceği gibi, başka hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabilir.